15 Ocak 2012 Pazar


Ötesi...Berisi...Dahası..


Aşkın,seninle ödüllenemeyen yanıydı yalnızlık.
Ardı,nefes kesiği.
Ötesi yara,berisi bere,dahası izdir.

Geldiğim kadar gitmenin,
Hatırladığım kadar unutmanın,
Susturan ve üşüten avazlarıma,libas bulmanın vaktidir şimdi.

Çoğalmaya gelmişken,azalarak kaldım cehenneminde.
Benim için,
Öldüğünü görmemek için ölmek oldu artık hayat.
Yalnızlığın aşkla ödüllenemeyen yanısın,sen.

Ardı,biz.
Ötesi yâr,berisi ben,dahası anıdır.

Acının ve ağrının kentidir,
Hayatın hep arka odası,
Zamanın arka bahçesidir biraz da ve sadece hep ‘‘bir gün’’ olarak verilir,dün.
Benim yalnızlıkla cezalandırılmamdı,aşk.

Ardı,ruh âlemi.
Ötesi şer,berisi ecel,dahası kalptir.

Yüzdüğüm kadar boğulmanın,
Tanıdığım kadar yabancılaşmanın,
Eriten ve meleten kelimelere,deyiş bulmanın vaktidir şimdi.

Var olmaya gelmişken,yok olarak yakıldım ateşlerinde.
Benim için,
Unuttuğunu bilmemek için gitmek oldu artık yollar.
Aşkın yalnızlıkla cezalandırdığıyım,ben.

Ardı,dua.
Ötesi ibret,berisi av,dahası cinnettir.

Hep kendi kendimi ıskalayan bir ahmağım sandım.
Yokluğunda kendimi bulamadığımı,aynadaki boşlukları gördükten sonra anladım.
Dudağındaki soğuk yatağa kıvrılan o sıcak nefesti,sessizlik.

Ardı,figan.
Ötesi dil,berisi şiir,dahası çığıltıdır.

Ben,sen,biz...
İç kanamaları durmayan üç ayrı hastayız şimdi.
Hepimiz tekiliz.
Hepimiz aşk tarafından terk edileniz.

Yitirdiğim kadar bulmanın,
Uyuduğum kadar uyanmanın
Can verdiğim saatlerin hesabından can almanın vaktidir şimdi.
Yâr olmaya yüz tutmuşken,yârdan oldum kısmetlerin kıtlığında.

Ardı,boş.
Ötesi ömür,berisi karayazı,dahası yazgı hatasıdır.

Aşkın bir arada tutamadığı birbirini anımsatan iki ayrı yalandık,biz.
Buna sadece ayrılık kandı.
Ve o’nu bir yere,
Beni bir başka yere attı.

Ardı,azap.
Ötesi yok,berisi yokmuş,dahası yoktur.

E.Gökce

4 Ocak 2012 Çarşamba


Var..dık..

Yillar once, simdi ki gibi insanlari kaybetmenin en kolay yolu hem vefa duygusunun yoklugu hemde duyarsizlikti.. O zamanlar insanlarin kaybi da zordu.. Cunku cogu insan vefa denen duygudan nasibini almis, duyarliydi..

O zamanlar insanlar degerlerine sımsıkı bagliydi. Kelimelerin iclerinin bosalmadigi yillarda yasadigi icin sansliydi kadin. En buyuk ozgurlugun kendi icinde oldugunu biliyordu ve gercek adaletinde kendi yureginde hukum surdugunden emindi.. Bu yuzden cok fazla demokrasilerden haz etmedi.

Ve ozgurluk cigirtkanligi yapanlara da inanmadi. Kendini bile ozgur birakamayan, kelimelerini bile ozgurce soyleyemeyen, ifade yoksunu, korka korka yasayanlardan uzak bir yasam surmeyi secti.. Insanlarin agizlarindan cikan her soze inandigi icin verilen sozlerinde gercek oldugunu sandi. "Dostum ben sana" diyenede... "Seni seviyorum" diyenede... Oysa kendisi "Ben size dost degilim" diyordu. Bir gun cekipte gidecek olursa, en azindan kimselere hayal kirikligi yasatmasin diye.. Dostluklar ne kadar zordu onun icin.. Ve bir o kadarda inanilmasi guc.. Neydi dost sahi? "Yanindayim" demek mi?
Dostluklari sorgulamayi coktan birakmisti. Bundan sonra da sorgulayacak degildi.. Herseyin icini bosaltan insanlar dostluk , arkadaslik gibi kavramlarin da iclerini bosaltmisti..

Iyi niyetin aptallik , safligin enayilik oldugu donemlerde, kotulukle iyiliginde bir secim , yasam bicimi oldugunu farketti. Aptal gorunmemek adina iyi niyetinden vazgecmedi. Enayi olmama adina da saf dusuncelerinden. O yuzden kandirilmasi cok kolaydi.. Oysa kimse bilmedi, kanmak bile onun secimiydi.. Kandigi hersey daha cabuk affedebilme yetisini kuvvetlendirirdi..

Sonucta sectigi hersey kaderi oldu..

Bazen insan secemiyordu bazi seyleri.. Iste o gunlerde anladi secemedigini. Daha once yazilan son'lara engel olabilmek ancak tanrinin isiydi..

Kabullenmeyi de ancak boyle ogrenebildi. Boyun egmek ona gore olmasa da, yazilana karsi boynu ancak egik kalabilirdi..

Biz eksile eksile çoğalırken aslında kendi kendimizden uzaklaşıyorduk.. Her insan kendi içinde kendi küçük dünyasında yargıları ile yaşarken birbirine sormuyordu. Kalbinde derin şüpheler , acaba'lar susarak yargılıyordu.. Konuşmaya karar verdiğinde ise , hem kendi yüreğine hemde sevdiğinin yüreğine bıçak gibi sözlerini saplıyordu..

Sözler.. Havada uçuştuğu sanılan sözler ... Geri dönüşü olmayan sözler.. ''Pardon.. Böyle söylememeliydim'' in güzelliğini gölgeleyen geri çevrilemeyen sözler.. Ve sonra ''sağlık olsun'' diye biten boyun eğişler..

Biz var'dık.. Var'lıkla Yok'luğun arasında ki incecik çizgiden sıyrılıp boşluğu dolduranlardan olmadık...

alıntı..


_ ''Yazarım dedi, Adam...



_''Siz'' ?



_''Silerim'' dedi ve sildi Kadın..






Aşk'a dair ne varsa daim olan..



Bastıra bastıra sildi Adam'dan..

E.Gökçe.